

Cümle Örnekleri:
Die Journalisten wurden für die Konferenz akkreditiert.
Gazeteciler konferans için yetkilendirildi.
Unsere Universität ist offiziell akkreditiert worden.
Üniversitemiz resmen yetkilendirilmiş (akredite edilmiş) durumda.
Die Firma ließ sich als Prüfstelle akkreditieren.
Şirket, denetim kurumu olarak yetkilendirilmek üzere başvuruda bulundu.
Nur akkreditierte Banken dürfen diesen Dienst anbieten.
Bu hizmeti yalnızca yetkilendirilmiş bankalar sunabilir.
Er wurde als Botschafter beim Präsidenten akkreditiert.
O, büyükelçi olarak cumhurbaşkanına yetkilendirildi.