aalglatt
çok kıvrak, ele gelmezİşte "aalglatt" kelimesiyle ilgili bazı örnek cümleler:
- "Der Verkäufer war sehr aalglatt und versuchte, uns ein überteuertes Auto anzudrehen."
(Satıcı çok kaypaktı ve bize aşırı pahalı bir araba satmaya çalıştı.)
- "Die Politikerin gab aalglatte Antworten und wich allen kritischen Fragen aus."
(Kadın politikacı kaypak cevaplar verdi ve tüm kritik sorulardan kaçındı.)
- "Die Oberfläche des Steins war aalglatt, sodass ich fast ausgerutscht wäre."
(Taşın yüzeyi çok kaygandı, neredeyse düşüyordum.)
- "Mit seinen aalglatten Ausreden konnte er sich aus jeder Situation herauswinden."
(Kaypak bahaneleriyle her durumdan sıyrılabiliyordu.)
- "Sei vorsichtig, er ist ein aalglatter Typ. Vertraue ihm nicht blind."
(Dikkatli ol, o sinsi bir tip. Ona körü körüne güvenme.)