

Cümle Örnekleri:
Er musste stark abbremsen, um einen Unfall zu vermeiden.
Bir kazayı önlemek için sert bir şekilde frenledi.
Das neue Tempolimit soll den Verkehr abbremsen.
Yeni hız sınırı, trafiği yavaşlatmayı amaçlıyor.
Wenn du in die Kurve fährst, solltest du rechtzeitig abbremsen.
Viraja girerken zamanında yavaşlamalısın.