Almanca B2 seviyesinde kullanabileceğiniz yan cümleler düzenli bir şekilde:
Als (Olduğunda)
				
			Als (Olduğunda)
- Als ich jung war, spielte ich oft im Park. (Gençken sıkça parkta oynardım.)
 
- Bevor ich schlafen gehe, lese ich ein Buch. (Yatmadan önce bir kitap okurum.)
 - Bevor ich arbeite, trinke ich meinen Kaffee. (Çalışmaya başlamadan önce kahvemi içerim.)
 
- Ich bleibe auf, bis ich mein Buch zu Ende gelesen habe. (Kitabımı bitirene kadar uyanık kalacağım.
 
- Da er krank ist, geht er nicht zur Arbeit. (Hasta olduğu için işe gitmiyor.)
 - Da es regnet, bleiben wir drinnen. (Yağmur yağdığı için içeride kalıyoruz.)
 
- Damit du nicht frierst, zieh dir eine Jacke an. (Üşümemen için bir ceket giy.)
 - Damit ich nichts vergesse, mache ich immer eine Liste. (Unutmayayım diye her zaman bir liste yaparım.)
 
- Falls es regnet, nehmen wir einen Regenschirm mit. (Yağmur yağarsa bir şemsiye alırız.)
 
- Indem ich früh aufstehe, habe ich mehr Zeit für mich. (Erken kalkarak kendime daha fazla zaman ayırıyorum.)
 - Indem ich leise bin, störe ich niemanden. (Sessiz olarak kimseyi rahatsız etmem.)
 
- Nachdem ich gegessen habe, mache ich die Hausaufgaben. (Yemekten sonra ödev yaparım.)
 - Nachdem ich geduscht habe, ziehe ich mich an. (Duştan sonra giyinirim.)
 
- Obwohl es regnet, gehe ich zum Sport. (Yağmur yağmasına rağmen spor yapmaya gidiyorum.)
 - Obgleich er müde war, blieb er wach. (Yorgun olmasına rağmen uyanık kaldı.)
 
- Seit ich Deutsch lerne, habe ich viele neue Freunde. (Almanca öğrenmeye başladığımdan beri birçok yeni arkadaşım oldu.)
 - Seitdem ich angefangen habe zu joggen, fühle ich mich besser. (Koşmaya başladığımdan beri kendimi daha iyi hissediyorum.)
 
- Sobald die Sonne aufgeht, stehe ich auf. (Güneş doğar doğmaz kalkarım.)
 - Sobald der Film anfängt, schalte ich mein Handy aus. (Film başladığında, telefonumu kapatırım.)
 
- Sofern es dir recht ist, komme ich morgen vorbei. (Eğer senin için uygunsa, yarın uğrarım.)
 
- Solange die Sonne scheint, bleibe ich draußen. (Güneş olduğu sürece dışarıda kalırım.)
 - Solange die Sonne scheint, genieße ich den Tag. (Güneş olduğu sürece günün tadını çıkarırım.)
 
- Ich gehe ins Fitnessstudio, um fit zu bleiben. (Formda kalmak için spor salonuna gidiyorum.)
 
- Wenn ich Zeit habe, gehe ich spazieren. (Zamanım olduğunda yürüyüşe çıkarım.)
 - Wenn du möchtest, können wir morgen ins Kino gehen. (Eğer istersen, yarın sinemaya gidebiliriz.)
 
- Während sie arbeitet, hört sie Musik. (Çalışırken müzik dinler.)
 - Während ich arbeite, höre ich gerne Musik. (Çalışırken müzik dinlemeyi severim)