Almanca öğrenirken sık sık karşımıza çıkan bağlaçlardan biri de “aber” bağlacıdır. Türkçedeki en yaygın karşılığı “ama” olan “aber”, cümlede zıtlık, çelişki, şart ya da vurgu kurmak için kullanılır. Ancak tek işlevi bu değildir. Günlük konuşmada şaşırma, tepki verme veya bir fikri pekiştirme amacıyla da karşımıza çıkar.
Bu yazıda “aber” bağlacının tüm kullanım alanlarını örneklerle öğreneceğiz.
Unutma: “Aber” genellikle olumlu → olumsuz yapıda kullanılır. Eğer cümle olumsuz → olumlu şekildeyse “aber” değil, “sondern” kullanılmalıdır.
Bu yazıda “aber” bağlacının tüm kullanım alanlarını örneklerle öğreneceğiz.
1. İki Yargı Arasında Zıtlık Kurmak
“Aber” en çok kullanılan haliyle iki cümle veya durumu birbirine bağlar. Almanca’da “aber”den önce virgül kullanılır, Türkçede ise gerek yoktur.
Eden Hazard spielt gut Fußball, aber er ist oft verletzt.
Eden Hazard iyi futbol oynuyor ama sık sık sakatlanıyor.
Sie hat viel Geld, aber sie ist nicht glücklich.
Çok parası var ama mutlu değil.
Ich möchte ins Kino gehen, habe aber keine Lust.
Sinemaya gitmek istiyorum ama hiç hevesim yok.
2. Beklenmedik Durumları İfade Etmek
Bir olayın şaşırtıcı veya beklenmedik olduğunu vurgulamak için de “aber” kullanılır.
Es ist Sommer, aber es regnet.
Yaz geldi ama yağmur yağıyor.
Er hat viel gelernt, aber er hat die Prüfung nicht bestanden.
Çok çalıştı ama sınavı geçemedi.
3. Vurgu ve Pekiştirme (Modalpartikel Kullanımı)
Konuşma dilinde “aber” bir sıfatın önünde kullanılarak cümleye duygusal vurgu katar. Bu kullanım Türkçeye “ne kadar da, ama, baya, çok” gibi çevrilir.
Das ist aber ein schöner Tag!
Ne güzel bir gün!
Das ist aber teuer!
Bu baya pahalı!
Du bist aber schnell gelaufen!
Ama ne koştun be!
4. Şartlı Kabul Durumlarında
Bir şeyi kabul ederken ama koşul koyarken “aber” kullanılır.
Du kannst kommen, aber nur für eine Stunde.
Gelebilirsin ama sadece bir saatliğine.
Ich helfe dir, aber du musst mir auch helfen.
Sana yardım edeceğim ama sen de bana yardım etmelisin.
5. Beklenmedik Tepkilerde
Günlük konuşmalarda şaşırma, kabul etme veya itiraz etme amacıyla tek başına da kullanılabilir.
Aber natürlich!
Tabii ki!
Aber warum nicht?
Neden olmasın ki?
Aber nein!
Hayır ama ya!
6. Cümle İçinde Vurgu Yapmak İçin
“Aber” kelimenin önüne getirilerek vurguyu artırır.
Ich wollte ins Kino gehen, aber arbeiten musste ich.
Ich wollte ins Kino gehen, ich musste aber arbeiten.
Sinemaya gitmek istedim ama çalışmak zorundaydım.
7. “Aber” ve “Sondern” Farkı
Er ist nicht mein Bruder, sondern mein Freund.
O benim kardeşim değil, bilakis arkadaşım.