stehen, liegen, hängen
stellen, legen, hängen
stehen: ayakta, dik bir biçimde durmak
Perfekt hali: hat gestanden
liegen: yatık durumda olmak, yatmak
Perfekt hali: hat gelegen
hängen: asılı olmak, asılı durmak
Perfekt hali: hat gehangen
Wo? Das bild hängt an der Wand.
Resim, duvarda asılıdır-asılı duruyor.
stellen: bir şeyi dik durumda koymak, yerleştirmek.
Perfekt hali: hat gestellt
legen: bir şeyi yatık durumda koymak, yatırmak
Perfekt hali: hat gelegt
hängen: bir şeyi asmak
Perfekt hali: hat gehängt
Bu fiillerde bir hareket olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bu fiiller Akkusativ ile kullanılır.
Wohin: Ich hänge das Bild an die Wand.
Resmi, duvara asıyorum.
Örnekler:
Der Stift liegt auf dem Tisch.
Kalem masanın üzerinde yatık bir şekilde duruyor.
Ich lege den Stift auf den Tisch.
Kalemi masanın üzerine yatık bir şekilde koyuyorum.
Der Schrank steht neben der Tür.
Dolap kapının yanında dik bir şekilde duruyor.
Ich stelle den Koffer vor den Schrank.
Valizi dolabın önüne dik bir şekilde koyuyorum.
Die Bücher stehen im Bücherregal.
Kitaplar kitaplıkta dik bir biçimde duruyor.
İpucu: Tüm nesneleri yatık biçimde koyabiliriz (legen) ancak tüm nesneleri dik biçimde koyamayız. (stellen)
stellen, legen, hängen
stehen: ayakta, dik bir biçimde durmak
Perfekt hali: hat gestanden
liegen: yatık durumda olmak, yatmak
Perfekt hali: hat gelegen
hängen: asılı olmak, asılı durmak
Perfekt hali: hat gehangen
Wo? Das bild hängt an der Wand.
Resim, duvarda asılıdır-asılı duruyor.
stellen: bir şeyi dik durumda koymak, yerleştirmek.
Perfekt hali: hat gestellt
legen: bir şeyi yatık durumda koymak, yatırmak
Perfekt hali: hat gelegt
hängen: bir şeyi asmak
Perfekt hali: hat gehängt
Bu fiillerde bir hareket olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bu fiiller Akkusativ ile kullanılır.
Wohin: Ich hänge das Bild an die Wand.
Resmi, duvara asıyorum.
Örnekler:
Der Stift liegt auf dem Tisch.
Kalem masanın üzerinde yatık bir şekilde duruyor.
Ich lege den Stift auf den Tisch.
Kalemi masanın üzerine yatık bir şekilde koyuyorum.
Der Schrank steht neben der Tür.
Dolap kapının yanında dik bir şekilde duruyor.
Ich stelle den Koffer vor den Schrank.
Valizi dolabın önüne dik bir şekilde koyuyorum.
Die Bücher stehen im Bücherregal.
Kitaplar kitaplıkta dik bir biçimde duruyor.
İpucu: Tüm nesneleri yatık biçimde koyabiliriz (legen) ancak tüm nesneleri dik biçimde koyamayız. (stellen)