Şimdiki zamana göre çekimi:
ich muss ... - ben . .. mecburum
du musst... - sen ... mecbursun
er, sie, es muss ... - o ... mecbur
wir müssen ... - biz ... mecburuz
ihr müsst... - siz ... mecbursunuz
sie müssen ... - onlar.. . mecburdurlar
Sie müssen ... - Siz ... mecbursunuz
Almanca dilinde çok kullanılan bir fiil olup anlamının ve kullanıldığı yerlerin tam olarak bilinmesi gerekir. Müssen örnek yardımcı fiili kullanıldığında cümlede bir kesinlik bulunmaktadır. Bu zorunluluk
veya mecburiyet iki ana gurupta toplanır.
a) Emirsel anlam taşıyan mecburiyet (Zwang-Befehl).
b) Mantıki yönden yapılması gereken mecburiyet (logischer Zwang).
Askeri birliklerde ve disiplinin gerektiği yerlerde verilen bir emrin harfiyen yerine getirilmesi gerekir.
Siz saat 8 de kalkmaya mecbursunuz. - Sie müssen um 8 Uhr aufstehen.
Bu vermiş olduğumuz örneğin dışında bir eylemin kesinlikle yapılması gerekiyorsa, ya da karşımızdaki kişi bizden her hangi bir işin mecburen yapılmasını istemekle ise bu da emirsel anlam taşıyan ve
yerine getirilmesi gereken bir mecburiyet olabilir. Buna benzeyen mecburiyetler, bazı hallerde konuşulan kişi için yerine getirilmesi halinde kendi yararına olur. Bir anne oynamak gayesiyle dışarıya
çıkan çocuğuna;
-“Senin saat 18°°de evde olman şart” diyebilir. Burada adı geçen anne, çocuğuna ihtarda bulunurken
çocuğun mutlaka saat 18°° de evde olmasını isterse cümleyi müssen örnek yardımcı fiili ile kurar.
Buna göre:
Senin saat 18°° de evde olman gerek. - Du musst um 18.00 Uhr zu Hause sein.
Çocuğun istenen bu saatte evde olması, çocuğun emniyeti ve eğitimi yönünden önemlidir. Zira ortalık kararıp çocuğun başına bir kaza gelebilir.
1. Sizin özür dilemeniz şart (mecburi) - Sie müssen sich entschuldigen.
sich entschuldigen - özür dilmek
2. O şimdi gitmeye mecbur. - Er muss jetzt gehen.
3. Ben yarın Konsolosluğa gitmeye mecburum. - lch muss morgen zum Konsulat gehen.
4. Sizin nüfus dairesinde kaydınızı yaptırmanız şart. - Sie müssen sich beim Einwohnermeldeamt anmelden.
Einwohnermeldeamt - nüfus dairesi
sich anmelden - kaydını yaptırmak
5. Sizin orta okul mezunu olmanız gerek. - Sie müssen die mittlere Reife haben.
6. Bizim 100.- Euro ceza ödemiz şart. - Wir müssen 100,- Euro Strafe zahlen.
Strafe – ceza, zahlen - ödemek
b) Mantıki yönden yapılması gereken mecburiyet / Logischer Zwang
Bazı hallerde bir eylemin (işin, olayın) yerine getirilebilmesi için elimizde bir kaç çeşit imkan olabilir. Otomobil ile İstanbul’dan Bursa'ya gitmek için yola çıkan bir kişi, İstanbul içersinde size, “Ben nasıl
Bursa'ya gidebilirim?” diye sorarsa, mantıki yönden vereceğiniz cevap, - “Sizin Bursa'ya Kartal üzerinden araba vapuru ile gitmeniz mecburidir”, diyebilirsiniz. Bu cümlede kullandığınız müssen karşı
taraf için bir emir değil mantıki yönden yapılması gereken bir mecburiyettir. O kişi isterse kara yolundan bütün Marmara sahilini dolaşarak İzmit üzerinden de Bursa'ya gidebilir.
1. Sizin Kartal üzerinden Bursa'ya gitmeniz gerek.- Sie müssen über Kartal nach Bursa fahren.
2. Çocuğun uyuması şart. - Das Kind muss schlafen.
3. Hasta ilaçlarını muntazam (programlı olarak) almaya mecburdur.- Der Kranke muss die
Medikamente regelmässig einnehmen.
Medikamente – ilaç, einnehmen - ağızdan ilaç almak
4. Sizin yarın tekrar doktora gitmeniz şart. - Sie müssen morgen wieder zum Arzt gehen.
Müssen'in diğer manaları:
Müssen örnek yardımcı fiili bu hakiki manalarının dışında, tahmin ettiğimiz fakat kesinlikle bilmediğimiz hallerde de “olmalıdır, olması gerek” anlamlarına gelir.
Onun çok iyi olması gerek. - Er muss sehr gut sein.
Türkçe’mizde, bir işin önemine inandığımız zaman gerek kendimiz ve gerekse diğer şahıslar için;
“Benim bunu yapmam lazım” ya da “onun bunu yapması lazım” deriz. Bu gibi cümleler eylemin durumuna göre, emirsel veya tavsiye durumunda olabilir. Bu halde de cümlede müssen kullanabilirsiniz.
Benim bunu yapmam lazım. - lch muss das machen.
Senin bunu bana söylemen lazım. - Du musst mir das sagen.
ich muss ... - ben . .. mecburum
du musst... - sen ... mecbursun
er, sie, es muss ... - o ... mecbur
wir müssen ... - biz ... mecburuz
ihr müsst... - siz ... mecbursunuz
sie müssen ... - onlar.. . mecburdurlar
Sie müssen ... - Siz ... mecbursunuz
Almanca dilinde çok kullanılan bir fiil olup anlamının ve kullanıldığı yerlerin tam olarak bilinmesi gerekir. Müssen örnek yardımcı fiili kullanıldığında cümlede bir kesinlik bulunmaktadır. Bu zorunluluk
veya mecburiyet iki ana gurupta toplanır.
a) Emirsel anlam taşıyan mecburiyet (Zwang-Befehl).
b) Mantıki yönden yapılması gereken mecburiyet (logischer Zwang).
Askeri birliklerde ve disiplinin gerektiği yerlerde verilen bir emrin harfiyen yerine getirilmesi gerekir.
Siz saat 8 de kalkmaya mecbursunuz. - Sie müssen um 8 Uhr aufstehen.
Bu vermiş olduğumuz örneğin dışında bir eylemin kesinlikle yapılması gerekiyorsa, ya da karşımızdaki kişi bizden her hangi bir işin mecburen yapılmasını istemekle ise bu da emirsel anlam taşıyan ve
yerine getirilmesi gereken bir mecburiyet olabilir. Buna benzeyen mecburiyetler, bazı hallerde konuşulan kişi için yerine getirilmesi halinde kendi yararına olur. Bir anne oynamak gayesiyle dışarıya
çıkan çocuğuna;
-“Senin saat 18°°de evde olman şart” diyebilir. Burada adı geçen anne, çocuğuna ihtarda bulunurken
çocuğun mutlaka saat 18°° de evde olmasını isterse cümleyi müssen örnek yardımcı fiili ile kurar.
Buna göre:
Senin saat 18°° de evde olman gerek. - Du musst um 18.00 Uhr zu Hause sein.
Çocuğun istenen bu saatte evde olması, çocuğun emniyeti ve eğitimi yönünden önemlidir. Zira ortalık kararıp çocuğun başına bir kaza gelebilir.
1. Sizin özür dilemeniz şart (mecburi) - Sie müssen sich entschuldigen.
sich entschuldigen - özür dilmek
2. O şimdi gitmeye mecbur. - Er muss jetzt gehen.
3. Ben yarın Konsolosluğa gitmeye mecburum. - lch muss morgen zum Konsulat gehen.
4. Sizin nüfus dairesinde kaydınızı yaptırmanız şart. - Sie müssen sich beim Einwohnermeldeamt anmelden.
Einwohnermeldeamt - nüfus dairesi
sich anmelden - kaydını yaptırmak
5. Sizin orta okul mezunu olmanız gerek. - Sie müssen die mittlere Reife haben.
6. Bizim 100.- Euro ceza ödemiz şart. - Wir müssen 100,- Euro Strafe zahlen.
Strafe – ceza, zahlen - ödemek
b) Mantıki yönden yapılması gereken mecburiyet / Logischer Zwang
Bazı hallerde bir eylemin (işin, olayın) yerine getirilebilmesi için elimizde bir kaç çeşit imkan olabilir. Otomobil ile İstanbul’dan Bursa'ya gitmek için yola çıkan bir kişi, İstanbul içersinde size, “Ben nasıl
Bursa'ya gidebilirim?” diye sorarsa, mantıki yönden vereceğiniz cevap, - “Sizin Bursa'ya Kartal üzerinden araba vapuru ile gitmeniz mecburidir”, diyebilirsiniz. Bu cümlede kullandığınız müssen karşı
taraf için bir emir değil mantıki yönden yapılması gereken bir mecburiyettir. O kişi isterse kara yolundan bütün Marmara sahilini dolaşarak İzmit üzerinden de Bursa'ya gidebilir.
1. Sizin Kartal üzerinden Bursa'ya gitmeniz gerek.- Sie müssen über Kartal nach Bursa fahren.
2. Çocuğun uyuması şart. - Das Kind muss schlafen.
3. Hasta ilaçlarını muntazam (programlı olarak) almaya mecburdur.- Der Kranke muss die
Medikamente regelmässig einnehmen.
Medikamente – ilaç, einnehmen - ağızdan ilaç almak
4. Sizin yarın tekrar doktora gitmeniz şart. - Sie müssen morgen wieder zum Arzt gehen.
Müssen'in diğer manaları:
Müssen örnek yardımcı fiili bu hakiki manalarının dışında, tahmin ettiğimiz fakat kesinlikle bilmediğimiz hallerde de “olmalıdır, olması gerek” anlamlarına gelir.
Onun çok iyi olması gerek. - Er muss sehr gut sein.
Türkçe’mizde, bir işin önemine inandığımız zaman gerek kendimiz ve gerekse diğer şahıslar için;
“Benim bunu yapmam lazım” ya da “onun bunu yapması lazım” deriz. Bu gibi cümleler eylemin durumuna göre, emirsel veya tavsiye durumunda olabilir. Bu halde de cümlede müssen kullanabilirsiniz.
Benim bunu yapmam lazım. - lch muss das machen.
Senin bunu bana söylemen lazım. - Du musst mir das sagen.