während - dagegen - im Gegensatz dazu ifadeleri zıtlık bildirir. Buna karşı, buna karşın, bunun zıddına gibi anlamlara gelirler.
während: Daha önce "-iken, -dığı esnada" gibi zaman bildirmesi bakımından görmüş olmanız muhtemeldir. Burada "zıtlık" bildirmesi bakımından ele alacağım.
Yan cümle yapar. Başta ya da sonda gelebilir.
Während ich in Hamburg leben möchte, möchte meine Freundin in Kiel leben.
Ben Hamburg'da yaşamak isterken, kız arkadaşım Kiel'de yaşamak istiyor.
Meine Freunde möchte in Kiel leben, während ich in Hamburg leben möchte.
dagege: İki temel cümleyi bağlar. İlk cümleden sonra virgül ile diğer cümleye bağlanır ya da nokta ile yeni cümleye başlanır. Gezgindir diyebiliriz.
Er möchte das Haus kaufen, dagegen ist es ihm zu teuer.
Er möchte das Haus kaufen. Dagegen ist es ihm zu teuer.
Evi almak istiyor. Buna karşın o (ev) ona (göre) çok pahalı.
im Gegensatz dazu: Kendisinden sonra yüklem gelir; temel cümleleri bağlar.
Kendisinden önce gelen cümlenin "zıddını" bildirir.
Sie ist gern Fleisch, im Gegensatz dazu mag ihr Bruder nur Gemüse.
O et yemeyi sever, bunun aksine erkek kardeşi sadece sebze sever.
Kendisinden sonra yüklem gelir.
während: Daha önce "-iken, -dığı esnada" gibi zaman bildirmesi bakımından görmüş olmanız muhtemeldir. Burada "zıtlık" bildirmesi bakımından ele alacağım.
Yan cümle yapar. Başta ya da sonda gelebilir.
Während ich in Hamburg leben möchte, möchte meine Freundin in Kiel leben.
Ben Hamburg'da yaşamak isterken, kız arkadaşım Kiel'de yaşamak istiyor.
Meine Freunde möchte in Kiel leben, während ich in Hamburg leben möchte.
dagege: İki temel cümleyi bağlar. İlk cümleden sonra virgül ile diğer cümleye bağlanır ya da nokta ile yeni cümleye başlanır. Gezgindir diyebiliriz.
Er möchte das Haus kaufen, dagegen ist es ihm zu teuer.
Er möchte das Haus kaufen. Dagegen ist es ihm zu teuer.
Evi almak istiyor. Buna karşın o (ev) ona (göre) çok pahalı.
im Gegensatz dazu: Kendisinden sonra yüklem gelir; temel cümleleri bağlar.
Kendisinden önce gelen cümlenin "zıddını" bildirir.
Sie ist gern Fleisch, im Gegensatz dazu mag ihr Bruder nur Gemüse.
O et yemeyi sever, bunun aksine erkek kardeşi sadece sebze sever.
Kendisinden sonra yüklem gelir.