Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi
Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir. E-posta doğrulama bağlantısı alamazsanız spam klasörünü kontrol etmeyi unutmayın. Premium üye olmadan dosya indiremezsiniz. Sınav kazandıran dosyaları indirmek için Premium Üye olmalısınız.
almanca türkçe sözlük
-
abwinken
🇩🇪 abwinken (fiil) 🇹🇷 elini sallamak, pist dışına çağırmak Cümle Örnekleri: Er winkte müde ab und wollte nicht weiter diskutieren. O, yorgun bir şekilde elini salladı ve tartışmayı sürdürmek istemedi. Der Trainer winkte den Spieler nach einer Verletzung ab. Antrenör, sakatlanan oyuncuyu pist... -
abwimmeln
🇩🇪 abwimmeln (fiil) 🇹🇷 başından savmak Cümle Örnekleri: Der Verkäufer hat den aufdringlichen Kunden schnell abgewimmelt. Satıcı, ısrarcı müşteriyi hızlıca başından savdı. Sie versuchte, das Gespräch zu beenden, indem sie ihn abwimmelte. O, onu başından savarak konuşmayı bitirmeye çalıştı. Der... -
abwiegen
🇩🇪 abwiegen (fiil) 🇹🇷 tartmak Cümle Örnekleri: Der Koch wiegt die Zutaten genau ab. Aşçı, malzemeleri tam olarak tartıyor. Ich muss das Paket noch abwiegen, bevor ich es verschicke. Göndermeden önce paketi tartmam gerekiyor. Die Entscheidung muss sorgfältig abgewogen werden. Karar dikkatlice... -
Abwicklung
🇩🇪 Abwicklung (isim) Artikel: die 🇹🇷 iş yürütme, iş halletme, çözme, tasfiye, likidasyon Cümle Örnekleri: Die Abwicklung des Projekts verlief reibungslos. Projenin tamamlanması sorunsuz gerçekleşti. Die Firma befindet sich in der Abwicklung. Şirket tasfiye sürecinde. Eine schnelle Abwicklung... -
abwickeln
🇩🇪 abwickeln (fiil) 🇹🇷 çözmek, açmak, tasfiye etmek, yerine getirmek, bitirmek Cümle Örnekleri: Die Firma wird bald abgewickelt. Şirket yakında tasfiye edilecek. Bitte wickeln Sie den Vertrag schnell ab. Lütfen sözleşme sürecini hızlıca tamamlayın. Nach dem Unfall musste die Versicherung alles... -
Abwesenheit
🇩🇪 Abwesenheit (isim) Artikel: die 🇹🇷 hazır bulunmama, yokluk Cümle Örnekleri: Seine Abwesenheit fiel sofort auf. Onun yokluğu hemen fark edildi. Während der Abwesenheit des Chefs übernahm sein Stellvertreter die Leitung. Müdürün bulunmadığı sürede, onun yardımcısı yönetimi devraldı. Die... -
abwesend
🇩🇪 abwesend (sıfat) 🇹🇷 hazır bulunmayan, yok, dalgın Cümle Örnekleri: Er war während der Besprechung abwesend. O, toplantı sırasında yoktu. Sie wirkte heute sehr abwesend. O, bugün çok dalgın görünüyordu. Wegen Krankheit ist er für eine Woche abwesend. Hastalık nedeniyle bir hafta boyunca... -
Abwertung
🇩🇪 Abwertung (isim) Artikel: die 🇹🇷 değer kaybı, devalüasyon Cümle Örnekleri: Die Abwertung der Währung führte zu wirtschaftlichen Problemen. Para biriminin değer kaybı, ekonomik sorunlara yol açtı. Eine plötzliche Abwertung des Geldes kann Inflation verursachen. Paranın ani bir değer kaybı... -
abwertend
🇩🇪 abwertend (sıfat) 🇹🇷 aşağılayıcı, küçümseyici Cümle Örnekleri: Seine Kommentare waren sehr abwertend. Onun yorumları oldukça küçümseyiciydi. Sie sprach in einem abwertenden Ton über ihre Kollegen. O, iş arkadaşları hakkında aşağılayıcı bir tonda konuştu. Solche abwertenden Bemerkungen sind... -
abwerten
🇩🇪 abwerten (fiil) 🇹🇷 değerini indirmek, devalüe etmek Cümle Örnekleri: Die Regierung hat die Währung stark abgewertet. Hükümet, para biriminin değerini ciddi şekilde düşürdü. Er hat ihre Leistung ständig abgewertet. O, sürekli olarak onun başarısını küçümsedi. Der Euro wurde gegenüber dem... -
abwerfen
🇩🇪 abwerfen (fiil) 🇹🇷 atmak Cümle Örnekleri: Das Flugzeug hat Fracht über dem Ozean abgeworfen. Uçak, okyanusun üzerine yük bıraktı. Die Bäume werfen ihre Blätter im Herbst ab. Ağaçlar sonbaharda yapraklarını döker. Er hat seinen Rucksack schnell abgeworfen und ist ins Wasser gesprungen. O... -
abwerben
🇩🇪 abwerben (fiil) 🇹🇷 kendi tarafına çelmek Cümle Örnekleri: Die Konkurrenz hat versucht, unseren besten Mitarbeiter abzuwerben. Rakip firma, en iyi çalışanımızı kendi tarafına çekmeye çalıştı. Er wurde von einem anderen Unternehmen abgeworben. O, başka bir şirket tarafından transfer edildi... -
abwenden
🇩🇪 abwenden (fiil) 🇹🇷 arkasını dönmek, yüz çevirmek Cümle Örnekleri: Er wandte sich enttäuscht von der Gruppe ab. O, hayal kırıklığıyla gruba sırtını döndü. Sie versuchte, ihren Blick abzuwenden, als er sie ansah. O, ona baktığında gözlerini başka yöne çevirmeye çalıştı. Die Regierung musste... -
Abweisung
🇩🇪 Abweisung (isim) Artikel: die 🇹🇷 red Cümle Örnekleri: Seine Bewerbung wurde mit einer klaren Abweisung zurückgeschickt. Onun başvurusu, açık bir red ile geri gönderildi. Die Abweisung des Antrags kam per E-Mail. Başvurunun reddi e-posta ile geldi. Er reagierte enttäuscht auf die Abweisung... -
abweisend
🇩🇪 abweisend (sıfat) 🇹🇷 ters, soğuk Cümle Örnekleri: Seine abweisende Haltung machte ein Gespräch unmöglich. Onun soğuk tavrı, bir konuşmayı imkansız hale getirdi. Sie reagierte abweisend, als er sie um Hilfe bat. O, yardım istediğinde ters bir şekilde tepki verdi. Ihr Gesichtsausdruck war... -
abweisen
🇩🇪 abweisen (fiil) 🇹🇷 terslemek, reddetmek, püskürtmek Cümle Örnekleri: Er hat die Einladung abgewiesen. O, daveti reddetti. Der Sicherheitsdienst wies den Eindringling ab. Güvenlik görevlisi, davetsiz misafiri püskürttü. Seine Hilfe wurde abgewiesen. Onun yardımı reddedildi. -
Abweichung
🇩🇪 Abweichung (isim) Artikel: die 🇹🇷 ayrılık, sapma, fark Cümle Örnekleri: Die Abweichung vom Standard ist minimal. Standarttan olan sapma minimaldir. Es gibt eine kleine Abweichung in den Messergebnissen. Ölçüm sonuçlarında küçük bir fark var. Große Abweichungen können zu Problemen führen... -
Abweichler
🇩🇪 Abweichler (isim) Artikel: der / die 🇹🇷 aykırı ses, farklı düşünen Cümle Örnekleri: Er wurde als Abweichler bezeichnet, weil er eine andere Meinung hatte. O, farklı bir görüşe sahip olduğu için aykırı ses olarak nitelendirildi. In totalitären Regimen werden Abweichler oft verfolgt... -
abweichend
🇩🇪 abweichend (sıfat) 🇹🇷 birbirinden farklı Cümle Örnekleri: Die Aussagen der Zeugen waren abweichend. Tanıkların ifadeleri farklıydı. Die neuen Regeln sind leicht abweichend von den alten. Yeni kurallar, eskilerden biraz farklı. Sein Verhalten ist oft abweichend von der Norm. Onun... -
abweichen
🇩🇪 abweichen (fiil) 🇹🇷 ayrılmak, sapmak, farklı olmak Cümle Örnekleri: Seine Meinung weicht stark von der der anderen ab. Onun görüşü diğerlerinden önemli ölçüde farklıdır. Der neue Plan weicht leicht vom ursprünglichen Konzept ab. Yeni plan, orijinal konseptten biraz sapmaktadır. Die...