Aal
m <-s; -e>
Yılan Balığı
Cümle Örnekleri:- Der Aal ist ein faszinierender Fisch, der sowohl im Süß- als auch im Salzwasser leben kann.
(Yılan balığı hem tatlı hem de tuzlu suda yaşayabilen büyüleyici bir balıktır.)
- Aale sind schlangenförmige Fische mit einer glatten, schleimigen Haut.
(Yılan balıkları, pürüzsüz, sümüksü bir cilde sahip yılan şeklindeki balıklardır.)
- Die meisten Aale leben in Flüssen und Seen, aber einige Arten wandern auch ins Meer, um sich fortzupflanzen.
(Çoğu yılan balığı nehirlerde ve göllerde yaşar, ancak bazı türler üremek için denize göç eder.)
- Aale sind Raubfische und ernähren sich von Insekten, Würmern, Krebstieren und kleinen Fischen.
(Yılan balıkları yırtıcı balıklardır ve böcekler, solucanlar, kabuklular ve küçük balıklarla beslenirler.)
- In vielen Ländern gilt der Aal als Delikatesse und wird geräuchert, gebraten oder gegrillt gegessen.
(Birçok ülkede yılan balığı bir incelik olarak kabul edilir ve tütsülenmiş, kızarmış veya ızgara olarak yenir.)
- Der Europäische Aal ist vom Aussterben bedroht und steht daher unter Naturschutz.
(Avrupa yılan balığı nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıyadır ve bu nedenle koruma altındadır.)
- Aale können bis zu 1,5 Meter lang werden und über 20 Jahre alt werden.
(Yılan balıkları 1,5 metre uzunluğa kadar ulaşabilir ve 20 yıldan fazla yaşayabilir.)
- Die Fortpflanzung der Aale ist noch immer nicht vollständig erforscht.
(Yılan balıklarının üremesi hala tam olarak araştırılmamıştır.)
- Aale haben eine erstaunliche Fähigkeit, sich an verschiedene Lebensräume anzupassen.
(Yılan balıkları, farklı yaşam alanlarına uyum sağlama konusunda inanılmaz bir yeteneğe sahiptir.)
- Aale sind wichtige Glieder des Ökosystems und tragen zur Regulierung der Fischbestände bei.
(Yılan balıkları ekosistemin önemli üyeleridir ve balık stoklarının düzenlenmesine katkıda bulunurlar.)