AfD İktidarında Almanya’da İç Savaş: Karamsar Komplo Teorisi

Giriş: Sessiz Fırtına​

Almanya yıllardır ekonomik kriz, sosyal eşitsizlik ve göçmen karşıtlığıyla çalkalanıyor. AfD’nin iktidara yürüyüşü, bu kırılgan zemini tamamen sarsacak bir dönüm noktası olabilir. Komplo teorilerine göre, bu bir hükümet değişikliği değil; doğrudan iç savaşın fitili olacak.

1. Ekonomik Çöküşün Tetiklediği Kaos​

AfD iktidarında yabancı iş gücü kısıtlanacak, göçmen işletmeleri baskı altına alınacak. İş gücü açığı büyüdükçe fabrikalar kapanacak, enflasyon fırlayacak. İşsizliğin artışı, hem Almanların hem de göçmenlerin sokaklara dökülmesine yol açacak. Çatışmalar sadece ideolojik değil, aynı zamanda ekmek kavgasına dönüşecek.

2. Orduda ve Polis İçinde Bölünme​

Polis ve ordu içindeki aşırı sağcı yapılanmalar yıllardır sessizce kök salıyor. AfD iktidarında bu klikler güçlenecek, emir-komuta zinciri parçalanacak. Bir kısım asker hükümeti desteklerken, bir kısmı halkın yanında saf tutacak. Sokaklarda tankların, mahallelerde silahlı devriyelerin dolaştığı bir tablo hayal edin: Berlin bir savaş alanına dönüşüyor.

3. Göçmen Kampları ve Toplu Sürgünler​

Komplo teorilerine göre AfD, “remigration” adı altında milyonlarca göçmeni kamplarda toplayacak. İlk etapta yasa dışı göçmenler hedef alınsa da, zamanla oturma izni olanlar, hatta yıllardır Almanya’da doğmuş gençler bile bu kamplara sürülebilir. Kamplardan trenlerle sürgünler başlayacak; Avrupa ortasında karanlık bir 20. yüzyıl hayaleti yeniden doğacak.

4. Şehirlerde Sokak Savaşları​

Berlin, Hamburg, Frankfurt ve Köln gibi büyük kentlerde mahalleler cephelere ayrılacak. Bir tarafta AfD yanlıları ve paramiliter gruplar, diğer tarafta göçmen gençler ve sol örgütlenmeler. Kundaklanan araçlar, barikatlar, patlayan molotoflar günlük hayatın parçası olacak. Komplo teorisyenleri, Almanya’nın adım adım “Avrupa’nın Suriye’si”ne dönüşeceğini söylüyor.

5. Avrupa’nın Müdahalesi​

Avrupa Birliği, NATO ve komşu ülkeler Almanya’daki bu kaosa seyirci kalamayacak. Kimilerine göre Fransa asker gönderecek, kimilerine göre ABD devreye girerek Almanya’yı yeniden işgal edecek. Ancak asıl amaç, Almanya’yı parçalayarak zayıflatmak olacak. Bu da komplo teorisine göre küresel bir planın parçası: güçlü Almanya’yı sonsuza dek bitirmek.

Sonuç: Distopya mı, Gerçek mi?​

Tüm bu anlatılanlar, bugün için yalnızca karamsar bir komplo teorisi gibi görünebilir. Ama AfD’nin yükselişi, göçmenlere ve demokratlara yönelik baskılar ve toplumdaki nefretin büyümesi, bu distopik senaryonun hiç de uzak olmadığını düşündürüyor. Belki de Almanya’nın geleceği artık sandıklarda değil, sokaklarda ve barikatlarda belirlenecek.