Almanca A2 seviyesinde öğreneceğin en önemli konulardan biri de Vergleichssätze, yani karşılaştırma cümleleridir. Bu yapılar sayesinde iki nesne, kişi ya da durum arasında kıyaslama yapabilirsin. Karşılaştırma yapmak günlük konuşmalarda sık kullanılır ve sınavlarda da mutlaka çıkar.
İki şeyin eşit olduğunu göstermek için so … wie yapısı kullanılır. Türkçede “kadar” anlamına gelir.
Olumsuz yapıda: nicht so … wie
(Futbol mu yoksa basketbol mu oynamayı daha çok seversin?)
B: Ich spiele lieber Fußball, aber Tennis ist am besten.
(Ben futbol oynamayı daha çok severim, ama en güzeli tenistir.)
Komparativ (Daha …)
İki şeyi karşılaştırırken -er eki kullanılır. Türkçedeki “daha …” anlamına gelir.- groß → größer (büyük → daha büyük)
- klein → kleiner (küçük → daha küçük)
- schnell → schneller (hızlı → daha hızlı)
Örnek Cümleler
- Mein Auto ist größer als dein Auto.
(Benim arabam seninkinden daha büyük.) - Heute ist es kälter als gestern.
(Bugün dünden daha soğuk.) - Sie läuft schneller als ich.
(O benden daha hızlı koşuyor.)
Superlativ (En …)
Bir şeyi en üst seviyede ifade etmek için Superlativ kullanılır. Almanca’da genellikle “am …sten” ile yapılır.- groß → am größten (en büyük)
- klein → am kleinsten (en küçük)
- schnell → am schnellsten (en hızlı)
Örnek Cümleler
- Er ist am größten in der Klasse.
(O sınıftaki en büyük kişi.) - Heute ist es am schönsten.
(Bugün en güzel gün.) - Sie singt am besten.
(O en iyi şekilde şarkı söylüyor.)
“als” ile Karşılaştırma
İki şey karşılaştırılırken als kullanılır.- Peter ist älter als Maria.
(Peter, Maria’dan daha yaşlı.) - Mein Haus ist schöner als dein Haus.
(Benim evim seninkinden daha güzel.)
“so …wie” ile Eşitlik
İki şeyin eşit olduğunu göstermek için so … wie yapısı kullanılır. Türkçede “kadar” anlamına gelir.
- Er ist so groß wie sein Bruder.
(O, kardeşi kadar uzun.) - Das Hotel ist so teuer wie das andere.
(Bu otel diğer otel kadar pahalı.)
Olumsuz yapıda: nicht so … wie
- Heute ist es nicht so kalt wie gestern.
(Bugün dünkü kadar soğuk değil.)
Düzensiz Karşılaştırmalar
Bazı sıfatlar düzensizdir, ezberlemek gerekir:- gut → besser → am besten (iyi → daha iyi → en iyi)
- viel → mehr → am meisten (çok → daha çok → en çok)
- gern → lieber → am liebsten (seve seve → daha çok → en çok)
Örnekler
- Pizza schmeckt mir besser als Pasta.
(Pizza bana makarnadan daha çok lezzetli geliyor.) - Heute habe ich mehr Zeit.
(Bugün daha çok vaktim var.) - Ich trinke am liebsten Kaffee.
(En çok kahve içmeyi severim.)
Mini Diyalog
A: Spielst du lieber Fußball oder Basketball?(Futbol mu yoksa basketbol mu oynamayı daha çok seversin?)
B: Ich spiele lieber Fußball, aber Tennis ist am besten.
(Ben futbol oynamayı daha çok severim, ama en güzeli tenistir.)